Bruksizm

Bruksizm; istem dışı, fonksiyonel olmayan, ağız içi sert ve yumuşakdokularda çeşitli olumsuz dokularda çeşitli olumsuz doku değişiklerine yol açan diş  gıcırdatma veya diş sıkma biçimdeki alışkanlıklardır.
Bruksizmin ağız içi dokuşarının dışında tüm çigneme sistemini etkilemesi konunun önemini arttırmaktadır.

Epidemiyolojik  çalışmalara göre toplumun %96’ sında diş sıkma ve/veya diş gıcırdatma görülmesine karşın, araştırmalar kişilerin sadace %5-20’ sinin bu alışkanlıklarının bilincinde olduğunu göstermektedir.

Bu kadar yıkıcı etkileri olan parafoksiyonun stomatognatik sistemdeki belirtilerini erken teşhis edilmesi ve tedavinin  başlatılması korucuyu hekimlik yönünde çok önemlidir. Ayrıcı tanıda bruksizm ile ilgili olabilecek tanı metodlarının da bilinmesi gün geçtikce önem kazanmaktadır.

Çigneme sistemi;çiğneme, yutkunma ve konuşma gibi fonksiyonları yürütmek için düzenlenmiş kompleks bir yapıdır. Hayatın temel fonksiyonlarından biri olan çiğneme
Sistemi karmaşık bir yapıya sahip  nöromüsküler kontol sistem tarafından yürütülür. 
Dişler  oklüzal yükleri kaldırmak  amacı ile çeşitli bölgelerde değişik problemlerin
Ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Trenouth, dişlerini sıkan ve/veya gıcırdatan hastalarda bir bir günde dişlerin birbiri ile olan temasının yaklaşık 7 katı olduğu göstermektedir. Dişlere gelen yükler, dişlerin yapılarına uygun bir yönde olmadığında dişlerin kendisinde  olduğu gibi onları tutan dokularda da patolaji yaratır. Ani, beklenmedik bir sinyal geldiğinde,korucu refleks mekanizmasının devreye girmesi diş ve onun tutucu dokularını koruma mekanizması gereken  görevini yapamaz. Normal fonksiyon olan çiğneme işleminin istem dışı, ara sıra veya ritmik diş gıcırdatma yada diş sıkma biçiminde fonksiyonel olmayan mekanizmayla uzun süre devam etmesi “ bruksizm “ olarak adlandırılır. Dişlerini istek dışı olarak gündüzleri gıcırdatanlar ve\veya sıkanlar “ diurnal bruksizm “, geceleri gıcırdatanlar ve\veya sıkanlar “ nokturnal bruksizm “ olarak gruplandırılır. Bruksizmin iki değişik şekilde sınıflandırılmasının nedeni, rahatsızlığın kontrol edilmesinde uygulanacak tedavi metodunun seçilmesindeki farklılıktan dolayıdır. Bruksizm maksimum interkuspidasyonda (diş sıkma “ clenching “ ), veya diş tüberküllerinin birbiri ile olan teması gibi eksentirik pozisyonda (diş gıcırdatma) olur.

Bruksizmin Görülme Sıklığı

Yapılan araştırmalar bruksizmin görülme sıklığının %5 ile %96 arasında değiştiğini göstermektedir. Bu oranın alt ve üst sıralarının bu kadar farklı olması; araştırmalarda kullanılan farklı metodolojiler, çalışma kriterleri ve örnekleme çeşidinden doğmaktadır. Her ne kadar bruksizmin görülme sıklığı %90 lara kadar çıksada , toplumun sadece %5 - %20 si bu parafoksyonel aktivitenin farkındadır. Kişilerin büyük bir çoğunluğu dişlerini sıktığının veya gıcırdattığının farkında olmadığından, diş hekimlerinin kişileri bilinçlendirilmesi ve muayene sırasında ağız içi belirtilerine gereken önemi vermesi koruyucu tedavi yönünde büyük önem taşır. Bruksizm çocuklarda da çok sık karşılaşılan bir durumdur. Bruksizmin temporomandibuler rahatsızlıklar (TMR) ile ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar olduğu gibi, çocuklarda görülen bruksizmin zararlı olmadığını, erişkin bruksizmine dönüşmeyeceğini ve zaman içinde çocuğu bu alışkanlıklardan vazgeçebileceğini ileri süren araştırmacılarda bulunmaktadır. Küçük çocuklarda bruksizmin sürekli dişlerin sürmesi için fizyolojik bir fenomen olduğu helkimo tarafından ileri sürülmüştür. Hirsch ve ark. Çocuklarda ve genç erişkinlerde kesici dişlerde aşınma ile TMR arasında bir ilişki bulunmadığını; dişlerde aşınmaya neden olduğu bilinen bruksizmin ise TMR ın ortaya çıkmasını önlemek için tedavi edilmesi gerektiğini desteklemediklerini bildirmişlerdir. Çocuklarda bruksizm ve diğer kötü alışkanlıkların bulunmasının TME disfonksiyonunu meydana getirecek bir anomali olamdığı ileri sürülmüştür. Bruksizmin dişler, yumuşak dokular, ekler ve kaslar üzerinde olumsuz etkileri olduğu ileriye sürülmektedir. Bu etkileri meydana getirebilmesi için oldukça fazla kuvvet gereklidir. Bir besini çiğnerken dişlere yaklaşık 79,4 kg yük gelirken, dişleri gıcırdatırken kuvveti absorbe edecek yiyecek olmadığından, ve bilinç düzeyinde olunmadığından, dişlere gelen kuvvet 136kg. ve üzerinde olabilir.

Bruksizm İle Uyku İlişkisi

Kişilerin uykunun hangi safhasında dişlerini daha çok gıcırdattıkları konusunda yapılan araştırmalarda farklı bulgulara rastlanmaktadır. Bazı araştırmacılar, bruksizmin uykunun REM fazında görüldüğünü söylerken diğerleri ise non-REM fazında olduğunu belirtmektedir. Yapılan araştırmalar, REM fazında meydana gelen bruksizmin daha yıkıcı etkisi olduğunu göstermektedir. Proprioseptif ve koruyucu reflekslerin bu fazda bastırılmış olması buna neden olarak ileri sürülmektedir. Yatış pozisyonlarının bruksizmle olan ilişkisi konusunda yapılan araştırmalar, sırt üstü yatmanın yan yatışa göre daha çok veya eşit bruksizmin meydana getirdiği sonucunu vermiştir.

Etiyoloji

Bruksizmin etiyolojisi çok nedenlidir. Yapılan araştırmalar başlıngıçta esas etiyolojik faktoru okluzyon bozukluklarıyla bağdaştırmasına karşın bazı araştırmacılar problemin santral sinir sisteminden odaklandığını ileri surmektedirler.araştırmaların bir kısmı ise bruksizmin kökeninde stres olduğu sonucuna varmaktadır.zamanımızdaki ortak görüş bruksizmin multifaktöriyel olduğu ve bu etiyolojik faktörlerin üst üste geldiği yönündedir.
  
  Bruksizmin etiyolojik faktörleri aşağıda olduğu gibi gruplandırılabilir.
   

  1. sistemik faktörler intestinal parazitler, beslenme yetersizliği allerji, endokrin hastalıkları, santral sinir sistemi bozuklukları, yetersiz oral proprioception ve genetik faktörler.
  2. Lokal faktörler maloklüzyon, dental tedaviler, ağza yabancı maddelerin girişi
  3. Psikolojik faktörler anksiyete, stres veya gerginlik, bastırılmış öfke veya asabiyet, agresif veya hiberaktif kişilik tipi.

TANI

       Epidemiyolojik çalışmalarda bruksizm tanısını gerçekleştirmek için değişik teknikler önerilmiştir.dişlerde meydana gelmiş aşınmalar bruksizmin en belirgin belirtisidir.Fakat bu aşınmanın  parafonksiyonel veya fonksiyonel alışkanlıkların sonucu olduğuna kara vermek güçtür.Sert ve yanlış diş fırçalama alışkanlığı, asitli içeceklerin sık tüketimi, mide problemi blumia gbi hastalılar da dişlerde aşınmalar meydana getirebilmektedir.
       Bruksizm sonucu ortaya çıkan travmalar, dişler üzerinde parlak yüzeyler veya noktalar şeklinde görülür.parlak yüzeylerin oluşumu orta dereceden şidetliğe kadar değişiklik gösterebilir. Birkaç dişi etkileyecek şekilde lokalize olabildiği gibi, tüm dişleri içine alabilecek şekilde olabilir.

Kronik bruksizm sonucu dişlerde aşımanın dışımda çatlak ve kırıklarda oluşabilir.kemik kaybı sonucu dilerde mobilite görülebileceği gibi kök rezorpsiyonu, periodontal aralıkta genişleme ve diş kayıpları da meydana gelebilir.dişlerde ileri derecede ortaya çıkan aşınmalar sonucu tüberküller tamamen ortadan kalkar.ve dentinin sarı rengi ortaya çıkar. Arka dilerin aşınmaları sonucu diastemalar meydana gelerek yemek artıklarının bu bölgelere takılmasına neden olabilir. İleri vakalarda dilerin okluzal yüzeyindeki aşınmanın ileri  derecede olması durumunda alt yuz yüksekliğinin azalması sonucu kişilerin profilden görünümlerinde yaşlı profil görünümüne rastlanabilir. Travmaya bağlı olarak hipersementoz da görüebilir.

       İmlant uygulaması düşünülen hastalarda, bruksizm alışkanlğı olup olmadığı mutlaka saptanmalıdır. İmplat kayıplarının büyük bir oranının kronik broksizm hastalarda meydana geldiği yapılan araştırmalarda saptanmıştır. Bruksizm vakalarında önlem alınamıyorsa, implant uygulaması kontrendikedir.
 
     Diş sıkmanın (clenghing) sonucları diş gıcırdatmadan    farklı olarak ortaya çıkar. Dişlerde çok az miktarda aşınma olmasına karşın kişilerin masseter kasında görülen hypertrofiler sonucu kişinin yüz görünümü kare şekline dönüşebilir.

      Dilerini sıkan kişilerde eklem ağrısı, boyun kaslarında ağrılar ğörülebilir. Baş ve kulak ağrıları, işitme kaybı ğörülen vaka yayınlarına rastlanmaktadır. Kulak memesinin altında periodik şişlik, ağrı, enflemasyon ve ağız içinde kuruluk şikayetleri olan kişilerde herhangi bir patalojik bulgu yoksa kişinin diş gıcırdatma veya dşi sıkma alışkanlığının olup olmadığı araştırılmaktadır.

    Bruksizmin, bazı pentoborandibuler eklem rahatsızlıklarına sebep olan veya devam ettiren bir faktör olduğu yönünde çeşitli yayınlara rastlanmasına rağmen, temporandibuler eklem hastalılarına yol açıp açmadığı kesinlik kazanmamıştır. Bu konudaki genel anlayış temporandibuler eklem hastalılarının ikincil sebebi olabileceği doğrultusundadır. Bu kişilerde tedavinin esas amacı diş sağlığının korunması olmalı, temporandibuler eklemden sorunları yoksa bu bölgeyle ilgili herhangi bir tedavi uygulanmamaktadır.